Ra'
Forum Kordinatör
- Katılım
- 25 Şubat 2025
- Mesajlar
- 1.375
- Tepkime puanı
- 85
- Puan
- 48
- Osmanlı zamanın da Rumlar, Ermeniler, Araplar tüm ırklar, doğudakiler ve batıdakiler barış içinde yaşarlardı. Ne zaman ki bozguncular yeryüzüne hakim olmaya başladılar. Osmanlı geriledi. Dünyada egemenliği kuran inançsız bozguncular dünyanın düzenini bozdu. Herkes birbirine düşman oldu ve uluslar birbirine girdi. Dünyaya sahip olma ve egemenlik mücadelesi çıkar savaşlarını meydana getirdi. Yeryüzünde istikrar bozuldu.
- Osmanlı döneminde olduğu gibi bazen yeryüzü iyilerin egemenliğinde bazen de kötülerin egemenliğinde oldu. İyilerin egemenliğinde barış ve esenlik içinde yaşarlarken kötülerin egemenliğinde savaş, kargaşa sıkıntı ve kıtlık dönemleri yaşanmışıtr.
- Osmanlı gerileme dönemine girdi. Doğruluk, adalet ve evrensel değerler yitirildi. Dünyayı isteyenler güç ile kazanmak için silahlanmayı geliştirdiler. İnsan öldürerek kazanç sağlamak benimsenir oldu.
- Rabbe inanmayan vicdansızlar teknolojiyle öldürmeyi kolaylaştırdılar.
- Delikli demiri geliştirip egemenliği zorbalıkla ve öldürerek elinde tutmak isteyenler çıktı. İnançsızlar doğruluğu ve adaleti ittiler. Şeytana uyup zulmettiler.
- İnsan Rabbine inanmayınca ona ortak koştu, ardından yeryüzünde fitneler çıktı. İnsanlar öldürüldü, Rabbin yasaları çiğnendi, düzen bozuldu.
- İmandan, vicdan ve sevgiden yoksun olanlar sadece arzularını ve çıkarlarını düşündüler. Kolay ulaşılabilir silahlarla bozuk düzende öldürmek kolay oldu. Adaletin olmadığı dünya da zulüm ve haksızlık her yerdeydi.
- Barışı ve kardeşliği bozmaya çalışanlar Osmanlı döneminde yeterli güce sahip değillerdi. Osmanlı devleti yapıcı bir lider güç olarak dünya barışını bir nebze sağlıyordu. Ancak her devlet gibi Osmanlı gücünü kaybetmeye başlamıştı.
- İşte tam bu dönemlerde 1700-1800 lü yıllarda silah buluşları, silahlanmalar, üstünlük elde etmek için yapılanmalar görülüyordu. Avrupa ve kuzey ülkelerinde gemi teknolojisinde artışlar. Silahlanmada ilerlemeler görüldü.
- Çok kazanma arzusu ile yola çıkanlar dünyaca bilinen topraklara coğrafi keşifler dediler.
- Kıyı kentlerinde yaşayan insanlar dünya nimetlerini kazanmak için başka kıtalara ve kıyılara ülkelere gittiler. Silah ve güce sahip oldukları için oralarda yaşayan zayıf ve gelişmemiş ilkel toplumlara saldırmışlardı. Halkları, mazlumları katlettiler.
- Fransız ihtilali sonrasında gerçekleşen tüm kutupsal yapılanmalar büyük bir değişimi meydana getirdi. Fransız devrimi on yıl içinde oturdu ve iki yüz yıl içinde dünyayı değiştirdi. Kötü bir düzen, çıkarcı bir yapı, bozgunculuk ve bozuk sistemler kuruldu.
- Dünyada savaşlar oldu. Tam bir kargaşa yaşandı. Osmanlının da çöküşüyle gerçekleşen bu yapılanma Trablusgarp savaşıyla başlamakla beraber birinci ve ikinci dünya savaşları ve nice savaşlar gözlendi. İnançsız yapılanma yeryüzüne ve yönetimlere hakim oldu.
- Osmanlı çöktüğünde dünya da otorite boşluğu ortaya çıktı. Ardından savaşlar, kargaşa ve kaos dönemleri görüldü.
- 1.dünya savaşı dünyayı isteme çabasıyla başlayan kargaşaydı. Şeytanın egemenliğine girerken bozuk düzenin getirdiği menfaat kavgasıydı.
- Kendilerine güvenen ve dünya için çalışanlar silahla, bozgunculukla hızla yayıldılar. İnançsızlık ekolü hükümetleri ve eskiyi deviriyordu.
- İnançsızlar egemen olunca Uluslarda inançsızlık hızla yayıldı. Kıyı kentlerindekiler dünya için her şeyi yaptılar.
- Dünyadaki bu değişim Trablusgarp ve bin gazi savaşlarıyla başlamış, kuzey Afrika ve orta doğuya yayılmıştı. Dünyayı etkisi altına almıştı. Tüm yönetimler devriliyor ve değişiyordu.
- Kurtuluş savaşıyla Mesih imanlılarını ortadan kaldırmak istiyorlardı. Soykırım yapıyorlardı. Onların bağımsızlık mücadelesi inanılmazdır. Aldatarak ve yalanla dünyanın her yerlerinden toplanarak getirttirilen halklardan oluşan askerler ulusa her yerden girmiş müthiş bir ölüm kalım savaşı veriyorlardı.
- Bu savaşlardan dolayı iyice güçsüz kalan Osmanlı halkı kendi içinde de mücadele gücü kalmayınca ülke yönetimi ele geçirildi. Dünyayı yöneten çıkarcıların egemenliğine girdi. Dünyaya tapan yeni yönetim askeri güçle, din karşıtlığıyla, dış destekle ayakta duruyordu. Askeri yapıya egemenlerdi. Güç artık bozgunculardaydı.
- Yönetimi ele geçirenler hem dünyadaki egemenlere hem de kendi çıkarlarına hizmet etmek için her şeyi yapmışlardı. Eski kurumları, inanışları tamamen değiştirmişlerdi. Her türlü yalan haberi ve kötü olayı organize etmişlerdi.
- Osmanlı dünyada otoriter lider olarak bir güçtü ancak yıkılmaya başlamasıyla dünyada bir otoriter lider boşluğu doğmaya başladı. İnsan haklarını, barışı, kardeşliği ve adaleti savunan çıkmadı. Yeni lider çıkışında dünyada kargaşa 1.dünya savaşları, 2. dünya savaşları balkan savaşlar gibi kaos ve kargaşa dönemi görüldü.
- Tüm bunlar yaşanırken sivrilen ülke olarak Amerika birleşik devletleri ortaya çıktı. Kıtada zenginleyenler ve çıkarı için her şeyi yapanlar birliği sağladılar. Amerika sürekli büyüdü ve gelişti. En çok da silah yapımı ve üretimiyle kazanç sağlıyordu.
- Dünyayı kazanma arzusu kıyılardan bereketli topraklara küçük saldırılarla başladı. Sonra tüm dünyada benimsenen düşünce oldu. Dünyayı isteyen büyük topluluk ortaya çıktı. İnsanlar dünya için birbirlerini ezmeye öldürmeye başladılar.
- Rabbe inanmayanlar arzuları için dünyayı sevdiler ve şiddetle arzuladılar. Dünyanın her yerinde birbirlerinden bağımsız ve dağınık olsalar da aynı hedeftelerdi. Dünyayı hedefleyenler birbirlerini anladılar. Zengin olmak. Güç sahibi olmak. Arzuları için dünyayı istemek. Kısacası şeytanın egemenliği dünyaya yayıldı. Birbirlerini anlıyorlar ve kazançları için destek veriyorlardı. Çıkarları için yaşayanlar sömürecekler, öldürecekler, baskı uygulayacaklar ve her kötü işi organize edeceklerdi.
- Silahlı güçle egemen oldular. Kazanç için gemilerle yola çıktılar. Uzak kıtalara giderek ora halklarını katlederek haksız kazançla servetlere sahip oldular. Öldürerek kazanç sağlayanlar tarihe kara leke olarak geçtiler.
- Dünyayı isteyen ve her şeyi yapan zalimler önce Amerika kıtasına yöneldiler. Oradaki halkları katlettiler. Her açıdan çok bereketli kıtaydı. Kıtanın tüm zenginliklerini yediler, içtiler.
- Afrika ya yöneldiler sömürdüler ve köle yaptılar. Sonra da aç bıraktılar. Afrika da insanlığın öldüğünü gördük.
- Asya ya yöneldiler. Onları da hem sömürdüler hem yönettiler.
- Coğrafi keşiflerle başlayan ve Rönesans, Reform, sanayi inkılabı gibi devrimlerle sürekli değişime uğrayan insanlık bozuk düzeni yarattı ve bugüne kadar geldi. İnanç da ki birtakım eksiklikleri ve yanlışlıkları düzeltmek yerine inancı tamamen bir kenara atarak inançsızlar yönetimlere ve devletlere ve yeni çağa egemen oldular. 1900 lü yılların başında dini ve felsefi bilgilerin bir kenara atılarak tamamen pozitif bilimlere yöneldiler. İnançsızlık gözde olurken inananlar hor görüldü. Dünya da egemenliklerini tam olarak kurduktan sonra insanlığa zulmedecekleri yıllar arkadan geldi.
- İnançsızlar dünyaya egemen olunca Osmanlının egemenliğindeki yakın tarihi değiştirdiler. Türkleri ve inanan İslam dünyasını da kötü olarak gösterdiler. Barbar, vahşice olarak tanıttılar. Uydurdukları yakın tarihini ders kitaplarına sokup Avrupa da üniversitelerde bile okuttular. Yalan üzerinden siyaset yapanlar sadece çıkarlarına çalışanlar insanlığı hiç düşünemezler. Onlar insan hakları bahaneleriyle dünya kamuoyunu sürekli aldattılar.
- Şimdi de inanan mazlumlara basit bahaneler oluşturarak saldırdılar. Ortadoğu nun nimetlerine göz dikenler uyduruk bahanelerle uluslara girildi ve Rabbin halklarına zulmettiler.
- ABD deki zenginlerden oluşan lobi Dünya üretiminin ve dünya medyasının büyük ve etkili kısmına sahipti.
- ABD de silah gücünü ve egemenliğini sağlayan baskıcı ve cuntacı yapı ülkeye egemen olmuş. Sadece ABD ye değil dünyaya da egemen olmuş. Çoğunluğu masum olan dünya halklarına sömürgeyle, mallarına göz dikmeyle, insan öldürmeyle, zorbalıkla ve yalanla baskı uyguladılar. Dünyayı inanılmaz kötü ve yaşanamaz yer haline getirdiler. Şeytanın insanlığa yaptığı bu saldırı akıllardan tarih boyunca silinmeyecek.
- Dünyanın ardına düşüp bol ve güzel yaşamı, dünya nimetlerini arzulayanlar gelişmiş ülkelere yöneldiler.
- Kısa dünya hayatını ebedi hayata tercih ettiler. İnançsızların sayısı sürekli arttı.
- Akıllı adamlar, kaliteli beyinler gelişmiş ülkelere gittiler. Bozguncular diledikleri gibi bilimi ve felsefeyi şekillendirdiler.
- Etnik, din, siyasi, ideoloji gibi ayrımcılığın her türlüsünü görüldü.
- Dünyayı isteyen inançsızlar Ahireti reddettikleri için her kıtada her türlü katliam yaptılar. ABD yönetimini ele geçirmişler. Zulümlerle güçlerini arttırmış ve egemenlik kurmuşlar.
- Kıtanın yerli halklarına zulmederek ve katlederek kıtalara girenler büyük koloni sahipleri oldular. Kolonilerin egemenleri bir araya toplanarak Birleşik devletler birliğini kurdular.
- Zenginler, güç sahibi egemenler, silah üretip satanlar, belirli güç merkezlerindeki yöneticiler dünyayı yönettiler. Bunlar bir kulüp, lobi oluşturdular. En güçlüleri masa başında dünyanın geleceğini kararlaştırıyorlardı. Dünyayı diledikleri gibi yönettiler. Çıkarlarına geleni yaptılar. İnsanlığı, demokrasiyi insanlığın tüm haklarını hiç önemsemediler. Kendilerini inançlı dindar zanneden bu gurup dünya egemenliğini ve yönetimi ellerinde tutmak için türlü kötü kararları yürürlüğe koydular.
- Çok güçlü hale gelen bozgunculuk için silah üreten ve dünya nimetlerine sahip olan ABD dünya liderliğine yöneldi. Ben dünyanın jandarmasıyım diyerek barışa ve adalete hizmet ediyormuş gibi görünerek pek çok ilkeler, insan hakları beyannameleri, demokratikleşme barış ve adalet gibi dinin temel taşlarını söylüyordu. Bu şekilde insanlar tarafından tutuldu. Ancak zalimlikle kötülükle başlayıp iyiliği savunmaları büyük çelişkiydi. Çünkü onlar kazanma arzusuyla kıtalara gitmiş ora halklarını katletmişlerdi. Dünyayı yönetmenin meşruluğu ancak doğrulukta, adalette ve insana sevgiydi. İşte bunları gog kullandı. Ancak Rab onun gerçek yüzünü göstermek için saptırdı.
- ABD yi yöneten kötü güçler insan haklarını, barışı kendileri açısından kullandılar. Wilson ilkeleri dediler, İnsan hakları evrensel beyannameleri yayınladılar, Avrupa insan hakları mahkemeleri dediler, İnsanlıktan haberi olmayanlar bunları sadece kendi çıkarlarına kullandılar.
- Sonra daha da büyüdüler. Her şeyi yapabildiklerini fark ettiler. Kötüyle başlayanlar bir ara iyileri oynadılar. İyilerden olduklarını zannedenler kötülüğe tekrar yöneldiler ancak bunun farkında olmayacaklardı.
- Paraya sahip egemen güçler, kendilerine güçlü bir derin devlet oluşturdular. Her şeyi kendi çıkarlarına göre belirliyorlardı. Kendilerine bir lider seçtiler. Bu birleşik güçler sürekli kendi içlerinde yenisini atadılar. Halka seçtirmek için medya yollarıyla övdüler ve kendi seçtiklerini seçmen halkın önüne koydular. Bazen medyalarında dindar diye överek yalancı peygamberler atadılar.
- ABD yi yönetenler diledikleri siyasi partiye medya yoluyla diledikleri kişileri getirdiler. ABD halkı da onların seçtiklerine oy kullanmak zorunda kaldılar. İşte zalimlerin gerçek demokrasisi budur. Yandaş medyalarıyla gündemi belirleyenler dilediklerini yükseltiyor dilediklerini küçültüyorlardı. Halk sadece aldatılandı.
- Bozguncular dilediklerini lider olarak başa getirmek için siyasi partilere atayıp medyayla destekleyerek seçimleri diledikleri gibi yönlendirerek istediklerini seçtirdiler.seçilenler medya yoluyla insanları aldattı. Oyaladı. Gündemi belirlediler ve diledikleri gibi yönlendirdiler.
- Deccal bu şartlarda güçlü olarak ortaya çıktı. Uluslara para, yiyecek ve her türlü destek sağladı. Onun ardına düştürler. Böyle ayakta kaldı ve gücüne güç kattılar.
- Silahta üstünlük sağlayan kaba güçle önlerine çıkan herkesi tehditle ve baskıyla ezip geçiyordu. Savaşı ve kötülüğü bilmeyen mazlum halkların uluslarına girerek zulmettiler. Sonra da birtakım ulusları sindirmeye çalıştılar. Japonya’yı, Küba’yı, Kore’yi, Vietnam’ı daha nicelerini şiddetle bastırdılar. Barışa hizmet ettiklerini söyleyenler yalancılardı ve sadece çıkarlarına hizmet ediyorlardı.
- ABD deki deccal size ben veriyorum. Ekonomileriniz benim elimde. Not kuruluşlarım var. Ben ne dilersem o olur niyetiyle egemenliğini ilan ediyordu. Şeytan insanlara geldi ve dedi ki; Deccal ve ülkesi ABD çok güçlü. Nimetlerinizi o veriyor. Güvenliği ve adaleti sağlıyor. O olmazsa aç kalırsınız ve düzen yıkılır. Şu inançlı sefiller sizin için tehdittir.’ Dedi. Dilediğim ülkeyi yükseltirim, diriltirim. Dilediğim ülkeye ambargo koyar öldürürüm diyordu. Kula kulluk edildi. Güç sahiblerine köle oldular. Rabden değil de onlardan medet umdular. Rabbe ortak koşuldu ve insanlığa kötülük yayıldı.
- Paraya yön verenler ve parayı yönetenler başkalarını ezerek kazanç sağladılar.
- Rızkını Rabden bilmeyenler şeytanın yoluna uydular. Yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarttılar.
- Şeytanın egemenliğinde ulusların kalkınması engellendi. Ülkelerin kalkınmasını ve gelişmesini tehdit olarak gördüler.
- Silah tüccarları kimlerin kime zaafı var diye araştırıp insanlar arasına fitnelerle düşmanlık ektiler.
- Ulus liderleri de egemen ve güç sahibi bozguncuların yoluna uydular. Zulmedenler kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Egemenliklerini sürdürmek için her şeyi planladılar. Tüm kötü işler onlardan çıktı.
- Yeryüzünde düzen bozulmuştu. Rabbe inananları, İbadet edenleri, iyilik yapanları engellediler. Dürüst olanlarla alay ettiler. Doğruluğu beğenmediler. Haksızlığı ve aldatmayı alkışladılar. Kötü olanın kazandığını kalplere yerleştirdiler.
- ABD yi yönetenler; Çıkarları için bozgunculuk yaptılar. Gizli anlaşmalar yaptılar. Ulusları karıştırdılar. Irk, din, mezhep, iktidar- muhalefet gibi her türlü ayrımcılığı körüklediler. Silah sattılar, bedava dağıttılar. İstikrarsızlaştırdılar. Her türlü kötü olayı desteklediler.
- Çıkarcı zalimler diledikleri hükümetleri desteklediler. Hükümetler az bir para karşılığında ve desteği karşılığında aldandılar. Zalimlerin egemenliğine hizmet ettiler. Kötü bir düzenin içinde oldular. Herkes kendi çıkarını düşündü. Rabbe inandığını zannedenler vicdanlarının sesini hiç dinlemediler.
- Ulus ulusa komşu komşuya düşman edildi. Fitne ektiler, ayrılık çıkarttılar. Muhalefet hükümete, halk devlete düşman ettirildi.
- Dünyada son 50 yılda inanılmaz bir zulüm görüldü. Her ulustan her kentten feryatlar yükseldi. Ancak kimse duymadı. Çünkü Zulmü dünyaya barışmış gibi kabul ettirdiler. İnsan öldürmeyi makul gösterdiler. Kimileri aldatıldı. Kimileri çıkarı için her şeyi yaptı. İnsanlar köpekler gibi yalakalık etmeye başladılar.
- Dünya kaynıyor. Her yerde terör, her yerde şiddet ve zulüm. Şeytan (Ejderha) insanları birbirine düşürdü. Analar ağlıyor, yuvalar dağılıyor. Çocuk kadın demeden savaşlar katliamlar oluyor. Nedir bu dünya arzusu, egemenlik mücadelesi, düşmanlıkla savaş psikolojisi. Yarın için kaygılar, korkular. Belirsiz hedefler. Sağlam temellere oturmayan bahaneler. Bir dünya yarışı düşmanlık psikolojisi inanılmaz hasta insanlık. Şeytan insan kardeşleri birbirine düşman etmiş. Mantıksız amaçlar, yanlış kabuller gereksiz ölümler getirmiş.
- Devlet eliyle terör yaratıldı. Devlete egemen olanlar terör estirdiler. İnançsızlar devlet yönetimlerine egemen olunca terör çağı başlamış oıldu.
- Afrika halklarını istikrarsızlaştırdılar. Açlığın çaresizliğin içine attılar. Yıllarca yer altı zenginliklerini yediler, sürekli sömürdüler. Silahlar dağıtıp bir guruba karşı diğer gurubu kışkırttılar. Ne güvenlik vardı nede düzen. Onlara yardım da engellendi. Afrika da insanlığın öldüğünü gördük.
- Yıllarca İran’a vurma hayalindeler. Akıllı oynayalım diyorlardı. Zamanı gelince İran a da vururuz diyorlardı. Savaş isteyenler ne kadar da azgınlar. İran ın insancıl nükleer üslerini vurarak bölgede istikrarsızlık yaratıp, İran petrolünü ve dogalgazını arzuluyorlar. Sonuçlarını ve zararlarını düşünerek beklemeye alıyorlardı. İran üzerinden siyaset yaptılar. Hep böyle kötü arzular peşindelerdi.
- Birtakım terör olaylarını organize ederek uyduruk sebeplerden Afganistan, ırak gibi ülkelere girdiler. Onlar barışa hizmet etseydi sadece doğruları söyleyerek hükümetlerini devirir yönetimlerini kendi halklarına bırakırlardı. Makul, uygun bir geçiş sağlarlardı. Ancak zalimler ne yaptılar. Savaş istediler. Zorla ülkelere girip insanları katlettiler. Baskı ve şiddetle ulusları devirip, hükümetle muhalefeti ve halkları birbirine düşürdüler. Yer altı zenginliklerine göz diktiler.
- Yecüc mecüc; Dünyayı arzulayan bozguncu insanlar. 11 eylülle bir hristiyan din dayanışması kurup haçlı zihniyetiyle Ortadoğu ya ve mazlum halklara savaş açtı. Daha önce de hep böyle yapmışlardı. Ancak bunlar Rabden habersizler.
- Evangelistler Ortadoğu ya İsa yı getirmek için plan kurmuş şeytanın bu aldatışına uymuşlardı. İsa şimdi geldi neden beğenmiyorlar. Çünkü onlar Rabbe inandığını zanneden şeytanın taraftarlarıydı. Onlar çıkar için Ortadoğu da ve dünya da huzuru tamamen bozdular.
- Rabbe olan kötü zanlarından, ve gizlice kötü işlerini yürüttüklerinden zulümlerini gizleyemediler. 11 Eylül saldırısını planladılar. Böylece gerçek yüzleri ortaya çıkarılacaktı. Böylece Rab gog u saptırdı.
- ABD de 11 eylül saldırılarını türlü yalanlarla inandırıcı hale getirdiler. Gerçekliği ve kimlerin yaptığının doğruluğu kanıtlanmadan mazlumlara bir saldırı başladı.
- Evet ortada bir terör olayı vardı. Ancak insanlar ABD nin kendisinin yaptığını düşünemediler. Hem kim ABD yi sorgulayabilirdi ki. Hemen cehennemine atardı. İnsanları yalanlarla aldattılar. Büyük yalanı söyleyenler daha sindirilmeden ardı arkası kesilmeyen yalanlarla desteklediler. İyi planlanmış senaryoyu iyi yönettiler. Ancak savaş istekleri çok belliydi.
- 11 Eylül saldırıları sonrası yaşanan on yılda inanılmaz katliamlar, savaşlar ve ölümler oldu.
- Afganistan sürekli ezildi. Sürekli saldırılan hırpalanan ulus oldu. Savaşlardan kargaşalardan iyice yıldılar. Onların esenlik içinde yaşamaya hakları yokmuydu. Uluslarının dışına hiç savaş tehdidi oluşturmadılar. Savaş da isteyen ulus değildi. Ancak tüm zalimler onlara sataşıyordu. Afgan halkı kimin çocukları. Neden topraklarına hazinelerine ve canlarına göz dikildi. Öyle mazlumlardı ki sürekli üzerlerinde kara bulutlar dolaştı. Hem karıştırdılar hem mallarını hem canlarını kasteddiler.
- Endonezya yakınlarında gerçekleşen büyük tsunamiyle Rab kıyı kentlerini vurdu. Rab’bi öfkelendirenler zulmedenleri desteklemelerinden ve çekinip ses çıkarmadıklarından bela onları yakalayıverdi. Tsunaminin gerçekleştiği döneme bakarlarsa o aylardaki Irak savaşını, afganistana baskıyı arttırmaları, Pakistan üzerindeki hesapları ve savaş planlarını anlarlar.
- Pakistan da resmen savaş hali görülmese de inananlara karşı görünmeyen büyük savaş vardı. Ulusta iki kutup haline gelmiş inananlar ve inanmayanlar birbirleriyle mücadele ederken dış güçler her açıdan inançsızlarla beraber oldu. Mazlumlar tek tek öldürülüyorlardı. Suikastler yaptılar, bir takım inananlara el kaide diyerek saldırıldı.
- 11 Eylülün 10. yılında İslama karşı değiliz diyen Obama ‘Dünyanın hala lideriyiz .’diyor. Onlar kend