Neler yeni

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Saygın ve ciddi bir ortamda yardımlaşmak, haberleşmek, bilgi paylaşmak ve bilgi almak isteyen herkes forumumuza katilabilir.

İskenderiye Kütüphanesi ve Tarihi

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Ra'
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ra'

Forum Koordinatör
Katılım
25 Şubat 2025
Mesajlar
1.450
Tepkime puanı
90
Puan
48
İskenderiye Kütüphanesi, M.Ö. 4. yüzyılın başlarında, Mısırın İskenderiye kentinde I. Ptolemaios Sotres tarafından kurulmuş antik kütüphanedir. İskenderiye Kütüphanesinden günümüze üç taş blok ve bir hatip heykelinin alt kısmından başka birşey kalmamıştır. Döneminde İskenderiye Kütüphanesinde tahminen 500.000 rulo olduğu sanılmaktadır.

iskenderiye.jpg


İskenderiye Şehri
Kitap toplama, 5000 yıl önce Ortadoğuda yazının icat edilmesinden bu yana süregelen bir gerçekliktir. Kütüphanelerin ilk örnekleri, Mezopotamya ve Mısırda kil tabletlerden oluşmuştur. Eski Mısır tapınaklarında dini görevlerle ilgili metinlerin olduğu küçük koleksiyonların yanı sıra, okul olarak kullanılan özel bir oda ve ayrı binası olan kütüphanelerin de bulunduğu bilinmektedir. Asur Kralı Asurbanipalin (M.Ö. 668 627) kurduğu kütüphane, Antik Yakındoğuda sistematik olarak toplanan ilk kütüphane olarak kabul edilmektedir. Ancak temelde, M.Ö. VII. yüzyılın ortalarından çok önce Mezopotamyada kütüphanelerin varlığını doğrudan destekleyici kanıtların ortaya çıkmasıyla bu yanılgının geçerliliğini yitirdiği belirtilmektedir.

asurbanipal-rolyef.jpg

Asurbanipali bahçesinde dinlenirken gösteren rölyef, Elam kralının başı en soldaki ağaca asılı (M.Ö 645 635)

Sümerlerin geliştirdiği çivi yazısı, 3000 yıla yakın bir süre boyunca Akkad, Assur, Babil, Pers, Hitit ve Urartu gibi birçok toplum tarafından kullanılmış; Fenike kıyılarında geliştirilen alfabe yazısına da öncülük etmiştir. Tarihin bilinen en eski destanı Gılgamış, Sümerlerin yazınsal alanda bıraktığı önemli eserlerdendir. Her türlü yazılı belgeyi derleyen Sümerlerin bu yazıtlar için kataloglar hazırlamamış olmaları da düşünülemez. Bilinen en eski bibliyografya M.Ö. 2000 yıllarında Sümerlerden kalmış bir kil tablet üzerinde yer alan altmış iki kitabın dökümüdür. Bu kitaplardan yirmi dört tanesi günümüze kadar gelmiştir.

gilgamis-destani.jpg

Gılgamış Destanı

Anadoluda M.Ö. XIII. yüzyılda yaşamış ve büyük bir uygarlık kurmuş olan Hititlere ait kültür kalıntılarından en önemlisi olarak nitelendirebileceğimiz belgelerden biri çivi yazılı tabletlerdir. Hattuşada (Boğazköy Yozgat), M.Ö. 1800-2000 yıllarına ait, Hititlerin resmi yazışmalarını, antlaşmalarını, kanunlarını ve daha birçok vesikalarını sakladıkları büyük bir devlet arşivi çıkarılmıştır. Hitit Devletinin başkenti sayılan Boğazköyde yapılan kazılarda binlerce tablet çıkarılmıştır. Bunların, buluntu yerlerinin durumu ve konuları bakımından saray ve mabet kütüphanesi ve arşivlerine ait oldukları anlaşılmıştır. Burada alış ve satış, kira kontratları, borç senetleri, makbuzlar, devlet ve mabede getirilen vergi ve hediyelerin, oralarda yapılan harcamaların listeleri, çeşitli mektuplar arşiv olarak korunmuştur. Bu belgeler, genellikle toplu bir halde bulunmuşlardır ve bu belgelerin bazıları, üzerlerinde içinde ne olduğunu gösteren etiketler olan küpler içinde ele geçmişlerdir.

hattusa.jpg

Hattuşa

Asurlularda kütüphanenin kurucusu muhtemelen I. Tiglat-Pileser (M.Ö. 1112 1074) olmalıdır. I. Tiglat-Pileser tarafından kurulduğu sanılan kütüphane veya devlet arşivi, Babilce orijinal metinler ve onların Asurca kopyalarından oluşmaktaydı. Ancak, Asur kralı Asurbanipalin kurduğu kütüphane, bugün bildiğimiz kütüphane tanımına göre bilinen en eski kütüphanedir. Asurbanipal kütüphanesi kurulana kadar bu durum arşiv denilebilecek şekilde muhafaza ediliyordu. Burada arşivlerden kütüphaneye geçiş söz konusudur.

Asurbanipal-kutuphanesinden-bir-tablet.jpg

Asurbanipal kütüphanesinden bir tablet

Gelelim Helenistik Dönemin tek olmasa da, en ünlü kütüphanesi İskenderiye Kütüphanesine. Ortadoğuyu da içine alarak tüm Akdeniz Havzasını kapsayan bölge, tarih içinde Helenistik Dünya olarak bilinir. Bu coğrafi bir terim olmaktan çok, kültürel birikimden doğan bir terimdir. Büyük İskenderin en büyük hedeflerinden biri, Yunan halkıyla fethettiği topraklarda yaşayan halkların yöresel ve milli duygularını yok ederek, bunları birbirleriyle kaynaştırıp yeni bir dünya yaratmaktı. Bunun için de ilk önce Grekçeyi, bu topraklarda halklararası müşterek bir dil haline getirmiş, bunu imparatorluk parçalarını birbirine bağlayan bir güç olarak kullanmıştı. Özetle, Helen düşünce, fikir ve ruhunun, Şark hayatının formları ile mücadelesi ve nihayetinde bunlarla birleşmesi durumuna Helenizm denmektedir.

İskenderiye, Büyük İskenderin M.Ö. 382de Mısırı fethi ile eski küçük yerleşmeleri birleştirerek kurduğu bir şehirdir. Coğrafi konumunun uygunluğundan dolayı çabucak büyümüştür. Sakinleri eski Mısır halkı olan Kobtlardan (Kıpti) çok, buraya yerleşen Yunanlılar, artık Filistini terk etmeye başlayan Yahudiler, doğunun Lübnanlı, Suriyeli çeşitli diller konuşan halklarıdır.

iskender-lahiti.jpg

İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan Büyük İskender Lahti: Büyük İskenderin İssos Savaşı esnasında III. Darius ile karşılaşmasını tasvir eden kabartmalar

Eski dünyada ve Akdeniz Havzasındaki devlet adamları bilimsel araştırmalara ve bilim adamlarına değer verdikleri gibi, Büyük İskender de bu kültür dünyasını oluşturmak için işin önemine vakıftı. Zira, etrafında topladığı, koruyup gözettiği bilim adamlarına çeşitli konularda araştırmalar yaptırdığı gibi, uzak ülkelere de bilim adamlarından oluşan heyetler göndererek, ticari, ekonomik, askeri vb. konularda bilimsel araştırmalar yaptırıyordu.

Helenistik dünyada bilime ve kitaba düşkün birçok insan, büyük kütüphanelerin kuruluşundan önce kendi özel kitaplık ve koleksiyonlarını oluşturmuşlardı. Bunların en meşhurları şunlardı: Peisistratosun Kütüphanesi , Nicoratesin Kütüphanesi, Polycratesin Kütüphanesi, Euclidesin Kütüphanesi, Euthydemusun Kütüphanesi, Euripidesin Kütüphanesi, Platonun Kütüphanesi, Aristonun Kütüphanesi, Clearchusun Kütüphanesi, Domesthenesin Kütüphanesi, Theophrastusun Kütüphanesi.

Bu özel kütüphane ve koleksiyonlarının dışında, halka açık büyük kütüphaneler de kurulmuştur. Bunların içerisinde en meşhuru, şüphesiz ki Büyük İskenderiye Kütüphanesidir. Bu kütüphaneye eşdeğer olmasa da, dönemin diğer meşhur kütüphaneleri şunlardır: Serapeion Halk Kütüphanesi, Bergama Halk kütüphanesi, Antakya Patrikliği Kütüphanesi, Eupator Saray Kütüphanesi.

I%CC%87skenderiye-Kutuphanesi.jpeg

İskenderiye Kütüphanesi

İskenderin ölümüyle imparatorluğun dağılışı sonunda bu topraklar İskenderin kumandanlarından Lagusun oğlu I. Ptolemaios Sotresin eline geçer. O da Mısırda krallığını ilan eder. Mısırda 300 yıl devam eden bu hanedanın ilk hükümdarı olan, savaşı sevmeyen I. Ptolemaios Sotres, hiçbir zaman ülkesinin sınırlarını genişletmek hevesine kapılmaz. Bilim ve edebiyata düşkünlüğüyle, Mısırlıların gelenek ve göreneklerini, dinlerini benimseyerek halkın sevgisini kazanır. Büyük İskenderden devraldığı kültür politikasına, Helen bilginlerinin yardımlarını da ekleyerek, İskenderiyede bir kütüphane kurma düşüncesindedir. Bu düşüncesini siyasal ve kültürel danışmanı Demetrias vasıtasıyla gerçekleştirir. Birçok bilginin de görev aldığı bu kuruluş çalışmasında, kütüphane önceleri bir araştırma enstitüsü görünümündeydi. Araştırma ve kitap satın alma giderleri saray tarafından karşılanırdı. Aynı aileden gelen diğer krallar da bu işe gereken önemi vermişlerdir. Kısacası M.Ö. IV. yüzyılın başlarında kütüphane kuruluşunu tamamlamıştır denebilir.

İskenderiye Kütüphanesi, İskenderiyede Grek ve Makedonyalıların yoğun olarak yaşadıkları Brucheion Mahallesinde, saraya bitişik Musaiona bağlı olarak kurulmuştur. Kütüphaneden günümüze üç taş blok ve bir hatip heykelinin alt kısmından başka birşey kalmamıştır. Araştırmacılar, kütüphanenin mimari yapısı hususunda, çağdaş kütüphaneler ile klasik Roma mimarisine bakarak çeşitli fikirler yürütmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu konuda kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Bu konuda Starabon (Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof) bize az da olsa bilgi verir, ancak kütüphanenin inşasından söz etmez. Ayrıca, Musaionun, sarayın sadece bir kısmını oluşturduğunu ve burada gezinti, oturma yerleri ve bilginlerin ortaklaşa yemek yedikleri geniş bir salonun bulunduğunu belirtmektedir.

Kütüphane aynı zamanda bilimsel araştırmaların da yapıldığı bir akademi durumundaydı. Bünyesinde özellikle astronomi, tıp, matematik, geometri, fizik, coğrafya ve felsefe birimleri vardı, bu konularda, burada eğitim de yapılıyordu. Ayrıca burada bilim adamı, araştırmacı ve öğrencilerin kitap ve koleksiyonlardan rahatça faydalanmalarını temin etmek için kataloglar da yapılmıştır. Kütüphanede yapılan başarılı çalışmalardan birisi de, şüphesiz tercüme faaliyetleriydi. Çeşitli yörelerden, çeşitli yollarla (satın alma, bağış, gasp, emanet v.b.) elde edilen eserler, burada Yunancaya tercüme ediliyor, daha sonra da istinsah (elle çıkarma, aynısını yazma, kopya etme) suretiyle sayıları çoğaltılıyordu.

Mısıra giren her kitabın buraya götürülmesi mecburiyeti vardı. Kitabın burada bir nüshası çıkarılıp sahibine verilir, kitabın aslı ise kütüphanede kalırdı. Bir taraftan da yurtdışına gönderilen memurlar, başka ülkelerde buldukları kitapları satın alıp getirirlerdi. Böylece o zamana kadar birçok bilime ait dağınık halde ve kaybolmaya mahkum durumda olan eserler emin bir yerde toplanırdı. Metinler, papirüs sayfaları birbirine eklenerek şerit haline getirilir ve bir sopa veya çomağa sarılarak saklanırdı. Kitaplar (papirüs tomarı) üzerlerine etiket konularak raflara yerleştirildi.

İskenderiye Kütüphanesinde tahminen 500.000 rulo olduğu sanılmaktadır. Kütüphanede Kallimachos zamanında, aşağı yukarı 490.000, Sezar zamanında ise 700.000 rulo bulunmaktaydı. Değişik ülkelerden toplanan kitaplar standartlaştırılmış kopya tekniğiyle çoğaltılmış ve konularına göre ayrılmıştı. Kireneli Kallimachos, kütüphanenin 120 ciltten oluşan sistematik bir kataloğunu hazırlamıştı. Her cilt ayrı bir konuyu ihtiva ediyordu. Pinakes adlı bu katalogda yazar, adları alfabetik olarak düzenlenmiş ve biyografik bilgiler verilmişti. Bizans dönemine kadar ulaşan ve o zaman eski Yunan Edebiyatı için standart müracaat kitabı olarak kullanılan katalog bugün kayıptır.
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri