Ra'
Forum Koordinatör
- Katılım
- 25 Şubat 2025
- Mesajlar
- 1.469
- Tepkime puanı
- 92
- Puan
- 48
Tuğluklular zamanında Bengal’de kurulan bir devlet. Çok defa Delhi Sultanlığından ayrılan, daha sonra onunla birleşen Bengal, 1338 (H. 739)’da Delhi Türk Sultanı Muhammed Tuğluk zamanında bağımsızlığını ilan etti. Babür Şah’ın oğlu Hümayun Şah tarafından 1576 (H. 984) senesinde fethedilinceye kadar bağımsız olarak kaldı.
Bir sürü güçlük ve ayaklanma karşısında bocalayan Muhammed Tuğluk’un bu bölgeyle ilgilenecek vakti olmadığından, Bengal’de bulunan valiler egemenliği ele geçirdiler. Bir süre sonra biri doğu, diğeri de batıda olmak üzere iki Bengal Devleti ortaya çıktı. Melik ilyas adında bir komutan, 1343 senesinde Batı Bengal’e hakim oldu ve Şemsüddin Hacı İlyas Şah ünvanıyla kendini sultan ilan etti. Hacı İlyas’ın, 1352 senesinde Doğu Bengal’i alması ve Tirhüt’e saldırması, Delhi sultanı Firuz Tuğluk’un sefere çıkmasına sebeb oldu. İlyas Şah, başkenti Pandua’yı bırakıp, çevresinin bataklık olması sebebiyle, korunması daha kolay olan İkdala’ya çekildi. Harb, İlyas Şah’ın, Firuz’a çeşitli armağanlar vermesiyle sona erdi.
1357 (H. 758) senesinde İlyas Şah ölünce, yerine oğlu İskender geçti. İlyas Şah tarafından yenilip, öldürülen son Doğu Bengal hükümdarı Mübarek’in damadı Zafer Han, bu fırsatı kaçırmak istemiyordu. Delhi’ye giderek Firuz Tuğluk’tan yardım istedi. Firuz Tuğluk’da, Zafer Han’ın yardımıyla Bengal’i alabileceğim ümidi uyandı ve 1359 senesinde ikinci bir Bengal seferi düzenledi.
Firuz Tuğluk, Bengal’e girince, İskender Şah da babası gibi, başkenti terk edip, İkdala’ya çekildi. Firuz, bu seferden de bir neticealamadı. İskender’in, Firuz’a senede kırk fil vermesi ve Doğu Bengal’i Zafer Han’a bırakması şartıyla barış yapıldı. Fakat Zafer Han, Delhi’de kalmayı daha uygun bulduğundan, Doğu Bengal’e gitmedi. Böylece Bengal, bir bütün halinde, Delhi’den ayrı bağımsız bir devlet olarak İskender Şah’ın elinde kaldı.
İskender Şah, üvey annesinin baskısıyla ayaklanan oğlu A’zam Han’la harb ederken öldü. A’zam, Gıyaseddin lakabıyla 1393 (H. 796) senesinde tahta çıktı. Onun devrinde, saltanata aid önemli bir hadise olmadı. A’zam Han, devrinin büyük alimi Hafız-ı Şirazi ile devamlı mektuplaşırdı. 1410 senesinde ölünce, yerine oğlu Hamza, Seyfüddin ve Sultan-üs-selatin ünvanlarıyla tahta geçti. İki sene kadar tahtta kaldı. Yerine oğlu Şihabüddin Bayezid geçti.
Bayezid’in saltanatı sarasında, Dinacpur racası Kans, Bengal Devleti’nin idaresini ele geçirdi. Müslümanlara çok zulmetti ve onları zorla hindulaştırmaya kalkıştı. Şeyh Nur Kutb-ül-Alem, Cevn-pur sultanı İbrahim Şah’a bir mektup yazarak, dini kurtarmak için Bengal’e davet etti. İbrahim Şah, Bengal üzerine yürüyünce, Kans korktu. Şeyh’den onu geri göndermesini istedi. Şeyh, müslüman olması şartıyla bu dileğini yerine getireceğini bildirdi. Kans, buna razı oldu ise de, hanımının baskısı karşısında vazgeçti. Buna karşılık on iki yaşındaki oğlu Cadu’yu müslüman olması için Şeyh’e teslim etti. Kendisi tahttan inerek oğlunu çıkardı. Bunun üzerine, bu çocuğa Celaleddin Muhammed adını veren Şeyh, İbrahim Şah’ın ordugahına giderek, askerlerinin geri çekilmesini istedi. İbrahim Şah bu duruma kırıldı ise de, Şeyh’in büyük nüfuzu karşısında razı oldu. İbrahim Şah’ın, Bengal’den çekilmesi üzerine, Kans tekrar tahtı ele geçirdi ve müslümanlara zulm etmeye başladı. Oğlunu yeniden hindu dinine döndürmek istediyse de çocuk müslümanlıktan vazgeçmedi. Kendi çocuğunu habse attırdı. Kans, 1414 (H. 817) senesinde ölünce, yerine oğlu Celaleddin Muhammed geçti ve müslümanlığı yaymak için çok çalıştı. Hinduların, müslümanlara zulmetmesine mani oldu.
Celaleddin Muhammed, 1432 (H. 816) senesinde vefat edince, yerine oğlu Şemsüddin Ahmed geçti. Şemsüddin, Cevnpur sultanı İbrahim Şah’ın ülkesine saldıracağını duyunca, Timur’un oğlu Şahruh’dan manevi yardım istedi. Onun müdahalesi üzerine İbrahim Şah, seferden vazgeçti. Sultan Ahmed, saltanatının son yıllarında halka zulmetmeye başladığından, 1442 senesinde komutanları tarafından öldürüldü. İlyas hanedanından Nasır Han adında bir bey, Nasıreddin Mahmud Şah ünvanıyla tahta çıkarıldı.
Nasıreddin Mahmud Şah, Cevnpur sultanı Mahmud Delhi’ye karşı sürekli sefer düzenlediği için, Bengal’in batısından herhangi bir saldırı olmadı. Bu yüzden, ülkede bir sulh dönemi başladı. 1459 senesinde Mahmud Han ölünce, yerine oğlu Barbey Şah geçti.
Barbey Şah, tahta geçtikten sonra, Habeşistan’dan köle satın alma adetini ihdas etti. Bengal yerlileri savaş alanlarında cesaretle savaşmazlardı. Türkistan’dan adam getirmek de güç oluyordu. Bundan dolayı, diğer Dekken Devletlerinde olduğu gibi büyük ölçüde Habeşli köle satın aldı. Gayesi, cesur insanlarla ordunun savaş gücünü arttırmaktı. Fakat bunlar her zaman olduğu gibi bir süre sonra idareyi ele alarak, hükümdarı kukla haline getirdiler. 1474 senesinde Barbey ölünce, yerine oğlu Yusuf geçti. Çok dindar bir hükümdar olan Yusuf Şah, kardeşi Feth Şah ile Habeşlilerin nüfuzunu kırmaya çalıştı. Fakat Habeşlerin ileri gelenlerinden Sultan Şehzade adında bir harem ağası tarafından 1486 (H. 891) senesinde öldürüldü. Sultan Şehzade, Barbey Şah ünvanını alarak tahta çıktı.
İndil Han adlı bir Habeş beyi ile Yuğruş Han adında bir Türk beyi birleşerek, öldürülen sultanın öcünü almak için Barbey’i öldürdüler. Şehid Feth Şah’ın oğlu iki yaşında olduğu için, İndil Han, Firuz Şah adıyla tahta geçti.
İndil Han, devlet düzenini sağladı. Saltanatının üçüncü senesinde ölünce, yerine Feth Şah’ın oğlu, Nasıreddin Mahmud ünvanıyla tahta çıkarıldı. Habeş Han da ona vasi tayin edildi. Çok geçmeden Sidi Bedr Habeşi adında başka bir habeş, Habeş Han ile henüz çocuk olan sultanı öldürüp, Şemseddin Muzaffer Şah adıyla tahtı gasb etti. Akla gelmedik zulümlerle tahtta kalmaya çalıştı, fakat 1493 senesinde yapılan zulümlere karşı ayaklanan ordu, Vezir Seyyid Alaüddin Hüseyn kumandasında, Sultan’ın bulunduğu yeri kuşattı. Sultan vuruşma esnasında ölünce, beyler, vezir Seyyid Alaüddin’i tahta çıkardılar.
Alaüddin Hüseyn, kendini tahta çıkaranları daima memnun etmeye çalıştı. Zaman zaman ayaklanan yerli yaya askerlerini ve habeşileri hizmetten çıkardı. Devleti büyütmeye çalıştı. Kargaşalık döneminde kaybedilen toprakları geri aldı. 1498 (H. 904) senesinde Asam’a karşı başarısız bir sefer yaptı. 1518 (H. 924) senesinde ölünce, yerine oğlu Nusret Şah geçti. Seyyid Alaüddin Hüseyn, imar faaliyetlerine ve kültürün geliştirilmesine önem verdi.
Nusret Şah, çok iyi bir nam bıraktı. Delhi’deki Ludi Afgan Devleti, Babür Şah’ın eline geçince, Afganlıların bir çoğu Bengal Devleti’ne sığındı. Nusret Şah, bunları gayet iyi karşıladı ve son Ludi sultanı İbrahim’in kızı ile evlendi.
Güney Afrika’yı dolaşarak Hindistan’a gelen Avrupa gemileri, 1498 senesinde Dekken bölgesine yerleşmek istediler. 1528 (H. 935) senesinde Martin Alfonso de Mello Jusarte adında bir Portekizli, Bengal körfezinde bir liman ele geçirmek için Cargaon önlerine geldi ise de, gemisi battı ve kendisi de Bengal beylerinden Hida Bahş Han’a esir düştü. Bu şehrin tüccarlarından Şihabüddin adında biri, onu 1500 altına satın alıp serbest bıraktı.
Bir süre sonra, Şihabüddin ile Bengal sultanı Nusret Şah’ın arası açıldı. Sultan’dan çekinen Şihabüddin, Portekizlileri yardıma çağırdı. Bu sırada Martin Alfonso, ticaret amacıyla tekrar Cittagong’a geldi ve Sultan’a bazı hediyeler gönderdi. Fakat Portekizli gemiciler Cittagong’da halka çok kötü davrandılar ve gümrük kaidelerinin hiç birine uymadılar. Bu duruma kızan Nusret Şah, yakalanmalarını emretti. Vali bunları bir ziyafete çağırıp yakalattı ve karşı koyanlar öldürüldü. 100.000 altın değerinde malları alındı. Esirler başkente gönderildi. Bunun üzerine Portekizliler gemilerle gelip Cittagong’u yakıp yıktılar.
Babür Şah’ın ölümü üzerine tahta çıkan Hümayun Şah, Bengal’i fethetmek istedi. Bunun üzerine Nusret Şah, Gucerat sultanı Bahadır’a bir elçi ile armağanlar yolladı. Bahadır, elçiyi kabul ederek, Hümayun Şah’a karşı bir ittifak andlaşması imzaladılar. Fakat iki ülkenin birbirine uzak olması ve başka sebepler dolayısıyla askeri ittifak gerçekleşemedi.
İyi bir hükümdar olan Nusret Şah, sonraları halka zulm etmeye başladı ve 1533 (H. 940) senesinde, zulmüne mşruz kalan bazı kumandanlar tarafından öldürüldü. Yerine geçen oğlu Alaüddin Firuz, üç ay sonra amcası Gıyaseddin Mahmud tarafından öldürüldü. Tahta geçen Gıyaseddin Mahmud’a karşı Hacrpur valisi Mahdum-ül-Alem ayaklandı. Bihar’daki Afgan beylerinden Şir Han Sur’dan yardım gördü. Şir Han Şah, yardım bahanesiyle Bengal’i kısa bir sürede ete geçirdi ve Babürlü sultanı Hümayun Şah’ı Hindistan’dan uzaklaştırmak için bir üs olarak kullandı. Fakat, kısa sürede Lahor ve Delhi’yi ele geçiren Babürlüler, 1576 (H. 984) senesinde Bengal’i işgal ederek, Babür Devleti’nin bir eyaleti haline getirdiler.
Bir sürü güçlük ve ayaklanma karşısında bocalayan Muhammed Tuğluk’un bu bölgeyle ilgilenecek vakti olmadığından, Bengal’de bulunan valiler egemenliği ele geçirdiler. Bir süre sonra biri doğu, diğeri de batıda olmak üzere iki Bengal Devleti ortaya çıktı. Melik ilyas adında bir komutan, 1343 senesinde Batı Bengal’e hakim oldu ve Şemsüddin Hacı İlyas Şah ünvanıyla kendini sultan ilan etti. Hacı İlyas’ın, 1352 senesinde Doğu Bengal’i alması ve Tirhüt’e saldırması, Delhi sultanı Firuz Tuğluk’un sefere çıkmasına sebeb oldu. İlyas Şah, başkenti Pandua’yı bırakıp, çevresinin bataklık olması sebebiyle, korunması daha kolay olan İkdala’ya çekildi. Harb, İlyas Şah’ın, Firuz’a çeşitli armağanlar vermesiyle sona erdi.
1357 (H. 758) senesinde İlyas Şah ölünce, yerine oğlu İskender geçti. İlyas Şah tarafından yenilip, öldürülen son Doğu Bengal hükümdarı Mübarek’in damadı Zafer Han, bu fırsatı kaçırmak istemiyordu. Delhi’ye giderek Firuz Tuğluk’tan yardım istedi. Firuz Tuğluk’da, Zafer Han’ın yardımıyla Bengal’i alabileceğim ümidi uyandı ve 1359 senesinde ikinci bir Bengal seferi düzenledi.
Firuz Tuğluk, Bengal’e girince, İskender Şah da babası gibi, başkenti terk edip, İkdala’ya çekildi. Firuz, bu seferden de bir neticealamadı. İskender’in, Firuz’a senede kırk fil vermesi ve Doğu Bengal’i Zafer Han’a bırakması şartıyla barış yapıldı. Fakat Zafer Han, Delhi’de kalmayı daha uygun bulduğundan, Doğu Bengal’e gitmedi. Böylece Bengal, bir bütün halinde, Delhi’den ayrı bağımsız bir devlet olarak İskender Şah’ın elinde kaldı.
İskender Şah, üvey annesinin baskısıyla ayaklanan oğlu A’zam Han’la harb ederken öldü. A’zam, Gıyaseddin lakabıyla 1393 (H. 796) senesinde tahta çıktı. Onun devrinde, saltanata aid önemli bir hadise olmadı. A’zam Han, devrinin büyük alimi Hafız-ı Şirazi ile devamlı mektuplaşırdı. 1410 senesinde ölünce, yerine oğlu Hamza, Seyfüddin ve Sultan-üs-selatin ünvanlarıyla tahta geçti. İki sene kadar tahtta kaldı. Yerine oğlu Şihabüddin Bayezid geçti.
Bayezid’in saltanatı sarasında, Dinacpur racası Kans, Bengal Devleti’nin idaresini ele geçirdi. Müslümanlara çok zulmetti ve onları zorla hindulaştırmaya kalkıştı. Şeyh Nur Kutb-ül-Alem, Cevn-pur sultanı İbrahim Şah’a bir mektup yazarak, dini kurtarmak için Bengal’e davet etti. İbrahim Şah, Bengal üzerine yürüyünce, Kans korktu. Şeyh’den onu geri göndermesini istedi. Şeyh, müslüman olması şartıyla bu dileğini yerine getireceğini bildirdi. Kans, buna razı oldu ise de, hanımının baskısı karşısında vazgeçti. Buna karşılık on iki yaşındaki oğlu Cadu’yu müslüman olması için Şeyh’e teslim etti. Kendisi tahttan inerek oğlunu çıkardı. Bunun üzerine, bu çocuğa Celaleddin Muhammed adını veren Şeyh, İbrahim Şah’ın ordugahına giderek, askerlerinin geri çekilmesini istedi. İbrahim Şah bu duruma kırıldı ise de, Şeyh’in büyük nüfuzu karşısında razı oldu. İbrahim Şah’ın, Bengal’den çekilmesi üzerine, Kans tekrar tahtı ele geçirdi ve müslümanlara zulm etmeye başladı. Oğlunu yeniden hindu dinine döndürmek istediyse de çocuk müslümanlıktan vazgeçmedi. Kendi çocuğunu habse attırdı. Kans, 1414 (H. 817) senesinde ölünce, yerine oğlu Celaleddin Muhammed geçti ve müslümanlığı yaymak için çok çalıştı. Hinduların, müslümanlara zulmetmesine mani oldu.
Celaleddin Muhammed, 1432 (H. 816) senesinde vefat edince, yerine oğlu Şemsüddin Ahmed geçti. Şemsüddin, Cevnpur sultanı İbrahim Şah’ın ülkesine saldıracağını duyunca, Timur’un oğlu Şahruh’dan manevi yardım istedi. Onun müdahalesi üzerine İbrahim Şah, seferden vazgeçti. Sultan Ahmed, saltanatının son yıllarında halka zulmetmeye başladığından, 1442 senesinde komutanları tarafından öldürüldü. İlyas hanedanından Nasır Han adında bir bey, Nasıreddin Mahmud Şah ünvanıyla tahta çıkarıldı.
Nasıreddin Mahmud Şah, Cevnpur sultanı Mahmud Delhi’ye karşı sürekli sefer düzenlediği için, Bengal’in batısından herhangi bir saldırı olmadı. Bu yüzden, ülkede bir sulh dönemi başladı. 1459 senesinde Mahmud Han ölünce, yerine oğlu Barbey Şah geçti.
Barbey Şah, tahta geçtikten sonra, Habeşistan’dan köle satın alma adetini ihdas etti. Bengal yerlileri savaş alanlarında cesaretle savaşmazlardı. Türkistan’dan adam getirmek de güç oluyordu. Bundan dolayı, diğer Dekken Devletlerinde olduğu gibi büyük ölçüde Habeşli köle satın aldı. Gayesi, cesur insanlarla ordunun savaş gücünü arttırmaktı. Fakat bunlar her zaman olduğu gibi bir süre sonra idareyi ele alarak, hükümdarı kukla haline getirdiler. 1474 senesinde Barbey ölünce, yerine oğlu Yusuf geçti. Çok dindar bir hükümdar olan Yusuf Şah, kardeşi Feth Şah ile Habeşlilerin nüfuzunu kırmaya çalıştı. Fakat Habeşlerin ileri gelenlerinden Sultan Şehzade adında bir harem ağası tarafından 1486 (H. 891) senesinde öldürüldü. Sultan Şehzade, Barbey Şah ünvanını alarak tahta çıktı.
İndil Han adlı bir Habeş beyi ile Yuğruş Han adında bir Türk beyi birleşerek, öldürülen sultanın öcünü almak için Barbey’i öldürdüler. Şehid Feth Şah’ın oğlu iki yaşında olduğu için, İndil Han, Firuz Şah adıyla tahta geçti.
İndil Han, devlet düzenini sağladı. Saltanatının üçüncü senesinde ölünce, yerine Feth Şah’ın oğlu, Nasıreddin Mahmud ünvanıyla tahta çıkarıldı. Habeş Han da ona vasi tayin edildi. Çok geçmeden Sidi Bedr Habeşi adında başka bir habeş, Habeş Han ile henüz çocuk olan sultanı öldürüp, Şemseddin Muzaffer Şah adıyla tahtı gasb etti. Akla gelmedik zulümlerle tahtta kalmaya çalıştı, fakat 1493 senesinde yapılan zulümlere karşı ayaklanan ordu, Vezir Seyyid Alaüddin Hüseyn kumandasında, Sultan’ın bulunduğu yeri kuşattı. Sultan vuruşma esnasında ölünce, beyler, vezir Seyyid Alaüddin’i tahta çıkardılar.
Alaüddin Hüseyn, kendini tahta çıkaranları daima memnun etmeye çalıştı. Zaman zaman ayaklanan yerli yaya askerlerini ve habeşileri hizmetten çıkardı. Devleti büyütmeye çalıştı. Kargaşalık döneminde kaybedilen toprakları geri aldı. 1498 (H. 904) senesinde Asam’a karşı başarısız bir sefer yaptı. 1518 (H. 924) senesinde ölünce, yerine oğlu Nusret Şah geçti. Seyyid Alaüddin Hüseyn, imar faaliyetlerine ve kültürün geliştirilmesine önem verdi.
Nusret Şah, çok iyi bir nam bıraktı. Delhi’deki Ludi Afgan Devleti, Babür Şah’ın eline geçince, Afganlıların bir çoğu Bengal Devleti’ne sığındı. Nusret Şah, bunları gayet iyi karşıladı ve son Ludi sultanı İbrahim’in kızı ile evlendi.
Güney Afrika’yı dolaşarak Hindistan’a gelen Avrupa gemileri, 1498 senesinde Dekken bölgesine yerleşmek istediler. 1528 (H. 935) senesinde Martin Alfonso de Mello Jusarte adında bir Portekizli, Bengal körfezinde bir liman ele geçirmek için Cargaon önlerine geldi ise de, gemisi battı ve kendisi de Bengal beylerinden Hida Bahş Han’a esir düştü. Bu şehrin tüccarlarından Şihabüddin adında biri, onu 1500 altına satın alıp serbest bıraktı.
Bir süre sonra, Şihabüddin ile Bengal sultanı Nusret Şah’ın arası açıldı. Sultan’dan çekinen Şihabüddin, Portekizlileri yardıma çağırdı. Bu sırada Martin Alfonso, ticaret amacıyla tekrar Cittagong’a geldi ve Sultan’a bazı hediyeler gönderdi. Fakat Portekizli gemiciler Cittagong’da halka çok kötü davrandılar ve gümrük kaidelerinin hiç birine uymadılar. Bu duruma kızan Nusret Şah, yakalanmalarını emretti. Vali bunları bir ziyafete çağırıp yakalattı ve karşı koyanlar öldürüldü. 100.000 altın değerinde malları alındı. Esirler başkente gönderildi. Bunun üzerine Portekizliler gemilerle gelip Cittagong’u yakıp yıktılar.
Babür Şah’ın ölümü üzerine tahta çıkan Hümayun Şah, Bengal’i fethetmek istedi. Bunun üzerine Nusret Şah, Gucerat sultanı Bahadır’a bir elçi ile armağanlar yolladı. Bahadır, elçiyi kabul ederek, Hümayun Şah’a karşı bir ittifak andlaşması imzaladılar. Fakat iki ülkenin birbirine uzak olması ve başka sebepler dolayısıyla askeri ittifak gerçekleşemedi.
İyi bir hükümdar olan Nusret Şah, sonraları halka zulm etmeye başladı ve 1533 (H. 940) senesinde, zulmüne mşruz kalan bazı kumandanlar tarafından öldürüldü. Yerine geçen oğlu Alaüddin Firuz, üç ay sonra amcası Gıyaseddin Mahmud tarafından öldürüldü. Tahta geçen Gıyaseddin Mahmud’a karşı Hacrpur valisi Mahdum-ül-Alem ayaklandı. Bihar’daki Afgan beylerinden Şir Han Sur’dan yardım gördü. Şir Han Şah, yardım bahanesiyle Bengal’i kısa bir sürede ete geçirdi ve Babürlü sultanı Hümayun Şah’ı Hindistan’dan uzaklaştırmak için bir üs olarak kullandı. Fakat, kısa sürede Lahor ve Delhi’yi ele geçiren Babürlüler, 1576 (H. 984) senesinde Bengal’i işgal ederek, Babür Devleti’nin bir eyaleti haline getirdiler.