Neler yeni

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Saygın ve ciddi bir ortamda yardımlaşmak, haberleşmek, bilgi paylaşmak ve bilgi almak isteyen herkes forumumuza katilabilir.

22 Kelimenin Ortaya Çıkışı.

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Ra'
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ra'

Forum Koordinatör
Katılım
25 Şubat 2025
Mesajlar
1.450
Tepkime puanı
91
Puan
48
1.



'Sütyen' aslında yer çekimine başkaldırıyı anlatan bir kelime.

Fransızcadan aldığımız bu kelimenin orijinali 'soutien-gorge' (tr. okunuşu: 'sutyen gorj'). Aslında 'boğaz' anlamına gelen 'gorge' eski dilde 'meme' kelimesini de karşılamış; bizdeki 'göğüs' gibi daha mesafeli bir ifade olduğu için olsa gerek.

Bizim 'sütyen' diye okuduğumuz 'soutien' kelimesi ise iki parçadan oluşuyor: 'alt' fikrini veren 'sou-' ön eki ve 'tutmak' anlamına gelen 'tenir' fiili. Yani 'sütyen' Frenk dilinde 'alttan tutan', 'alttan destek' anlamına geliyor. 😳


2.
2.


'Yavuklu' garip bir kelime değil mi 'sevgili' demek için? Ama böyle samimi, sıcak bir havası var. Zira 'yavuklu', Eski Türkçede 'yakın', 'hısım' anlamına gelen 'yavuk'tan gelmiş. 'Yağu-' fiil kökü yakınlaşmayı, 'yağuk' da yakınlaşmış olanı anlatmış.

Yani sevmekten ziyade yakın olmakla alakalı 'yavuklu'. 'Yavuklanmak' dendiğinde de kastedilen, 'nişanlanmak' ya da 'sözlenmek' oluyor. Sevenlerin yavuklu kalması, yavukluların birbirini sevmesi dileğiyle. 😉💑


3.
3.


Ergenliğin olmazsa olmazlarından 'sivilce'nin adı çok garip değil mi? Sanki böyle 'sivil' ama yeterince değil gibi... Sanki biraz sivilleşmiş ama muasır medeniyet seviyesine erişememiş gibi.

Sizce neden 'sivilce'? Çünkü aslında kelime Fransızcada 'şehirli', 'medeni' anlamına gelen 'sivil'den değil, Eski Türkçe bir kelime olan 'siğil'den geliyor. 'Siğil'in ne olduğunu bilirsiniz. 'Siğilce' de '-ce' ekiyle küçülüp, onun önemsizi olmuş. Zaman içerisinde oynaya oynaya kelimeyi 'sivilce' yapmışız. Oynamayın mikrop kapar diyoruz, dinletemiyoruz!


4. Kaymakam

Kaymakam! Öğelerine ayırırken çok dikkatli olunmalı zira kötülerin eline geçerse çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir. Tıpkı 'makam' gibi (sosyal mesaj anlamında)...

Arapçada 'durdu' demek olan 'kama' fiilinden gelen 'makam', durulan yeri anlatmış. 'Makam'ın önünde duran 'kaym' yani 'kaim' kelimesi ise yine aynı fiilden, durmaktan geliyor! Yani 'kaymakam' demek 'makamın kaimi', 'durulan yerin duranı' demek. Bu son derece faal, üretken, dinamik kelimemize makamında başarılar diliyoruz.




5.
5.


'CİNNEEEAATTT!'... Tasvir ettiği ruh halini ses olarak çok güzel yansıtan bir kelime değil mi?

Peki geçirilir mi, getirilir mi 'cinnet'? İki şekil de sözlükte mevcut. Bize sanki 'cinnet geçirmek' daha istem dışı, ''cinnet getirmek' ise daha kontrollü, göstere göstere delirmek gibi geliyor.

Arapçadan gelen 'cinnet'in içinde 'cin' var. Zira iki kelime de 'gizleme, saklama, örtme' fikrini veren 'canna' fiilinden türemiş: 'Cin' gizli, saklı, bilinmeyen varlık gibi; 'cinnet' de bilincin örtünmesi gibi bir şey oluyor.

Kökleri Aramice, İbraniceye uzanan ve aynı kavramdan türeyen iki kelime daha: Etrafı çevrili, kapatılmış bahçeyi anlatan 'cennet' ve yine örtünmüş, saklanmış canlıyı anlatan 'cenin'. Cin, cinnet, cennet, cenin... Kel alaka, değil mi? Değilmiş meğer. 👻😱


6. Çaydanlık

'Çaydanlık' kelimesi tabii ki 'çay'dan geliyor. Fakat biraz yanlış gelmiş.

Söz konusu bitkinin Farsça ismi olan 'çay'a eklenen '-dan' eki, Farsçanın '-lık' eki oluyor. Yani 'çaydan' demek 'çaylık' demek. Aynı mantıkta 'şamdan' kelimesi 'mumluk', 'cüzdan' kelimesi 'cüzlük', 'buhurdan' kelimesiyse 'buharlık, tütsülük' anlamına geliyor.

Yani 'çaydanlık' dediğimizde aslında 'çaylıklık' demiş oluyoruz. 'Yağdanlık' gibi. 'Geri dönmek' gibi. 'Nüans farkı' gibi...


7.
7.


Ooo, çok havalı, çok özel bir kelime, öyle herkese nasip olmaz. Bir kere Orta Anadolu sakinlerine falan peşinen geçmiş olsun. Deniz gören eviniz olacak, öyle yapay göl falan da kurtarmıyor.

'Lebiderya'yı Farsçadan almışız. Bu dilde 'lab' kelimesi 'dudak', 'darya' da 'deniz' demek olduğundan, 'denizin dudağı' demek oluyor 'leb-i derya'.

Aslında evin deniz görmesi de yetmiyor, denizin kıyısında, dudağında olması lazım. Fakat günümüz emlak piyasasında ucundan kenarından kazara bir su birikintisi gören konutlar da hemen 'lebiderya' oluverya. 😬🌊🏡


8.
8.


Ne ola ki bu 'naçizane'? 'Aciz' kelimesini çağrıştırıyor sanki? 'Acizce söylüyorum ki...' gibi bir şey mi?.. Yok, o kelime 'acizane'. 'Nacizane' ise zaten hiç varolmamış, 'ç' lazım.

Farsça 'naçizane'nin içinde 'naçiz' var. 'Na-' hecesinden şimdiye dek en az üç kez bahsetmediysek 'na'merdiz: Olumsuz kılıyor. 'Çiz' ise 'şey' kelimesinin Farsçası olduğundan, 'naçiz' kelimesi 'şey olmayan', 'bir şey değil', 'hiçbir şey' demek oluyor. '+Ane' ekini ise 'dost-ane', 'şah-ane', 'cansiper-ane'den hatırlarsınız; zarflaştırıyor, durum tarif ediyor. Haliyle 'na+çiz+ane' dediğimizde, 'bir şey olmayaraktan', 'bir şey değil ama' demiş gibi oluyoruz.

Yani size naçizane değil ama naçiz bir önerimiz olacak: 'Naçiz'i sıfat, 'naçizane'yi zarf olarak kullanabilirsiniz, naçizane. 🙊 😁


9.
9.


'Seni gidi köftehor' ne minnoş bir kalıp, değil mi? Değil. 'Köftehor'daki 'köfte'yi kaçırmamışsınızdır. Farsçada 'dövülmüş, ezilmiş, çiğnenmiş yiyecek' demekmiş 'kufta'. 'Hor' ise yiyeni, yiyiciyi anlatmış. Hani biyoloji dersindeki etçil, et yiyici 'karnivor' vardı ya, işte o Latince 'vor' ile Farsça 'hor' aynı yiyici.

Yani 'köftehor' esasen 'çiğnenmiş lokma yiyen' anlamına geliyor ve şaka yollu kullandığımız bu hitap... (iğrenç kısma geliyoruz) karısının başkalarıyla beraber olmasına göz yuman erkeği ifade ediyor. Eş anlamlısı: Deyyus. 'Köftehor'un İngilizcedeki dengi 'cuckold' ve Batı dillerindeki türevleri de guguk kuşundan geliyor çünkü bu hayvanın dişisi başkalarının yuvalarına yumurtlarmış.

İnsanoğlu gerçekten garip... Yani sen git guguk kuşunun üremesini gözlemleyip, çiğnenmiş lokmaya bakıp oradan o aşağılayıcı, hayli cinsiyetçi bağlantıyı kur... Sonra da gel, çoluğu çocuğu 'Seni gidi köftehor!' diye sev. Ha bu arada 'gidi' de 'ahlaksız' anlamına geliyor! 😳




10.
10.


'Hırdavat' ne garip bir kelime değil mi? 'Hırvat'ı hatırlatıyor. Biraz da 'edevat'ı. Sanki ikisinin çocuğu gibi... Ufak tefek çivi, tel, metal eşya için kullandığımız 'hırdavat' aslında 'hurda'nın çoğulu, ama nasıl?

Farsça 'hurda'nın içinde 'yeme' kavramını veren 'hor' var, geçen günkü 'köftehor'daki. 'Horda' ise 'yenmiş şey', 'yemek artığı' demek aslında. Biz 'metal artığı' olarak benimsemişiz kelimeyi. Sonra bir de bu Farsça kelimenin sonuna Arapça çoğul eki '-at' gelmiş (örneğin: vuku -> vukuat). Olmuş size Fars - Arap melezi 'hırdavat': Yenmiş, artmış eşya! 'Eşya' da Arapça 'şey'in çoğulu zaten... Ne eşyalar, ne hırdavatlar duyduk, zaten yoktular... 😔


11.
11.


'Ödev' kelimesinin kökünü herhalde tahmin etmişsinizdir: 'öde'. Peki bu kelimeyi neden ödemeyle ilgili işler yerine ders dışında yapılan çalışmalar, zorunluluklar için kullanıyoruz? Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Öztürkçeleştirme çalışmalarının meyvesi olan 'ödev' kelimesi, Fransızca 'devoir' kelimesinden ilham alınarak oluşturulmuş. 'Devoir' hem bir şeyi yapma zorunluluğunu hem de borçlanmayı anlatmış. Biz de o zorunluluk fikrini 'öde' fiiline uyarlayıp 'ödev'i icat etmişiz. 📝😉


12.
12.


'Ebeveyn' çok garip sesli bir kelime değil mi? Con Veyn ya da Kalamiti Ceyn* gibi: Vahşi Batı'nın en hızlı ebesi Ebe Veyn. Halbuki içinde 'ebe' yok, 'ebu' var.

Arapçada 'ebu' kelimesi 'baba' anlamına geliyor (örneğin 'Ebubekir' = 'Bekir'in babası'). 'Ebeveyn'in sonundaki '-eyn' eki de çiftlemeye yarıyor. Haliyle 'ebeveyn', 'baba çifti', 'bir çift baba', 'babalar' anlamına geliyor. Tabii burada kastedilen aslında 'anne ve baba' ama çiftin annesi ataerkilliğe kurban gitmiş gibi duruyor?!


13.
13.


'Egzotik' deyince bizim aklımıza samandan etekli, çiçekten kolyeli, 'Alohaa!' diyen Hawaii dansçıları falan geliyor. Böyle de klişeyiz işte.

Halbuki 'egzotik' sıfatı içeriden, bizden olmayan her şeyi ifade edebilir. 'Exo' ön eki Yunancada 'dışarı, dış taraf'ı anlatmış. Haliyle kendi ortamımız, kültürümüzün dışında kalan her şey bizin için 'egzotik'; muhtemelen biz de dışarıdakiler için... 'Egzotik' ile kardeş bir kelime de 'eksantrik': O da 'dış' anlamındaki 'ex'in yanı sıra 'merkez' anlamındaki 'santr' (centre) kelimesinden oluşuyor. 'Egzotik' doğrudan 'dışarıya ait', 'yabancıl' demek iken; 'eksantrik' sıfatı 'merkezin dışında', 'olağan dışı', 'marjinal' şeyleri anlatıyor.
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri